Türkiye’ye para transferi nasıl bu kadar ucuz oluyor?

Son dönemde dijital teknolojilerin de gelişmesiyle beraber piyasada daha önce kurulan şirketlerden farklı olarak, müşterilerine cok daha uygun fiyatlarla hizmet sunan bir çok yeni firma ismi duyulmaya başlandı. 

Bunlardan en son hayatımıza giren ise, Türkiye’ye komisyonsuz para transferi sunan ve tamamen dijital bir servis veren uluslararası para transferi şirketi TransferGo. TransferGo, 2012 yılında İngiltere’de, Litvanyalı 4 ortak tarafından kuruluyor. Uluslararası para transferi alanına yepyeni bir hizmet anlayışı getiren şirketin kurucu CEO’su Daumantas Dvilinskas, aynı zamanda 2017 yılında Forbes dergisinin finans dünyasının başını çeken 30 yaşın altındaki en başarılı genç liderleri listelediği Forbes 30 Under 30 listesine de girmiş. 

Ancak bu tür yeni hizmetler beraberinde, bu şirketler nasıl bu kadar düşük fiyatlarla hizmet verebiliyor, bu şirketlerin gelir kaynağı nereden sorularını da getiriyor. Bu anlamda açıklayıcı olması adına TransferGo’nun nasıl ücretsiz para transferi gerçekleştirebildiğini detaylıca anlatmak istedik. 

Şirketin kurucuları İngiltere’de eğitimlerini aldıktan sonra, orda kalıp, ticaret hayatına atılıyorlar. Litvanya’dan ithal ettikleri ürünlerin İngiltere pazarında satışını yaparlarken, yurt dışındaki tedarikçilerine de bankalar üzerinden ödemelerini yapıyorlar.  Yaptıkları iş, bankalar üzerinden yapılan uluslararası para transferlerinden kesilen yüklü masraf ve komisyon gibi ek kesintiler nedeniyle oldukça maliyetli bir operasyona dönüşüyor, ve bu sırada akıllarına yeni bir iş modeli geliyor.  Litvanyali olarak ülkelerinden uzakta yaşayan ve kendileri gibi ülkeleriyle ticari ve bireysel olarak para alışverişinde bulunan diğer göçmenlerin de ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bankacılık sistemine alternatif bir sistem geliştiriyorlar. Bu sayede de eski iş ölüyor, fintech diye bilinen, en basit şekilde finans hizmetlerinin yeni teknolojiler üzerinde yürümesi olarak tanımlayabileceğimiz bir sektörde yepyeni bir şirket doğuyor.  

Şirketin iş modeli Local-In Local-Out olarak adlandırılıyor. Bu şu demek oluyor: 

Örneğin siz Almanya’dan Türkiye’ye para transferi yapmak istediğinizde, aslında sizin paranız ülke değiştirmiyor, siz göndermek istediğiniz tutarı, TransferGo’nun Almanya bankasındaki hesabına gönderiyorsunuz, TransferGo da ödemenizi aldıktan sonra, Türkiye’deki banka hesabından Türkiye’de paranın yapmasını istediğiniz hesap numarasına ödemeyi geçior. Yani TransferGo’nun aracılık etmesiyle ülkeler arası transferden doğan maliyetler ortadan kalkmış oluyor, ve yurt içi transfere benzer bir işlem gerçekleştiriliyor. Bu nedenle de modelin ismi Local-In Local-Out oluyor. 

TransferGo 2012 yılından itibaren şu anda dünyanın 57 ülkesindeki çeşitli bankalarda bu şekilde transfer hesapları açarak para transferi ağını genişletiyor. 2018 yılında da Avrupa’dan Türkiye pazarına olan para transferlerini başlatıyor ve toplamda 1.8 milyon müşteriye ulaşıyor.

Netflix, Spotify gibi dijitali sıkça kullananların en aşina olduğu diğer dijital servislerde de görebileceğiniz gibi, Ücretsiz olan Standart seçeneğinin yanında, daha hızlı gönderim imkanı da sunan Ücretli servis seçenekleri de bulunuyor. Standart seçeneği parayı ertesi iş gününde ulaştırırken, Ücretli servisler gün içinde ulaştırıyorlar. Örneğin 2.99 Euro ödeyerek yarım saat içerisinde Almanya’dan Türkiye’ye para göndermek mumkun oluyor. Veya 0.99 Euro ödeyerek aynı gün mesai bitiminde hesaba geçsin diyebiliyorsunuz. Üstelik bu komisyonlar, gönderilmek istenen para tutarına göre değişkenlik göstermiyor. Yani 500 Euro veya 2000 Euro göndermenize bağlı olarak değişmediği için, kullanıcılar da genelde hızlı servisi tercih ediyorlar ve bu küçük meblağları ödemekten kaçınmıyorlar.

Genelde soru işareti olan, bu tür şirketler nereden para kazanıyor sorusunun cevabı olarak ilk sırada, diğer modellere göre daha az maliyetli bir iş modeli olmasi ve ikinci sırada da, şirketin sadece ücretsiz değil ücretli servisler de sunması geliyor.